20 Temmuz 2012 Cuma

Esta noche quiero ver, al menos un chico español!

Allah baba, umarım Bing, doğru bir tercüme yapmıştır.
Mazallah..




İspanyolca başlık atacağım dedim, inanmadınız.


Yalnız bir gün Küba'ya gideceğim diye tutturuyorum, bir gün Yunanistan'a gideceğim diyorum,
Bir gün İspanyollar okusun diye tutturuyorum, bir gün Rus okudu Japon okudu diye hava atıyorum..


Nedir bu benim uçma kaçma merakım?
Hayır o kadar heveslenip gidebildiğim en uzun süreli yolculuk ise, Avcılar-Zincirlikuyu metrobüs hattı.


Olsun, bir gün ben de uçacağım.


Bu da şarkıdan alıntı gibi oldu ama.
One day, i'll fly away, demiş sevgili şair.
Kendisine şiddetle katılıyorum.



Merak etmeyin, bu akşam bir uçma kaçma hikayesi daha anlatmayacağım.
Hatta acaba kendime İstanbul sınırlarını aşmadan bir kaçış öyküsü daha yazmayı yasaklasam mı?




Hangi yasağa uymuşum ki ya,
Yasaklarsam kesin daha çok yazarım.


Nedense birden yalan konusuna girmek istedim bu akşam,
Ama çok şükür daha yalan konusunda çok kalp kırıcı bir deneyim yaşamadım.
İnşallah da yaşamam.


Çünkü yalan kadar küçük düşürücü ve aptal bir ikinci durum yok.


Hele, "Seni mutlu etmek için söyledim." savunması var ya, pahabiçilemez.


Bu arada küçük pembe yalanlardan bahsetmiyorum, gerçi yalan yalandır ama, bazı durumlar olur, gerçekten o an  için gerçeği söylememeniz size 20 yıl kazandırır, 20 yıl sonra söylerseniz karşınızdakini hiç incitmez.


Bu da savunma değil tabi.
Sanırım yalan anca, karşınızdakini hiç bağlamayan bir durumsa söylenebilir.




Yok, en iyisi yalan söylemeyin siz deyip bu konuyu kapatayım.


Ama fark ettim ki hiçbir hikayemde yalan konusu geçmedi.
Bunu not ettim bir yere.




Bir gün umarım "Güneş ve Kumsal"ı bitirebilirim..
Bir gün umarım bir kitapçıda "Güneş ve Kumsal"ı görür,
"Aa, ben bu kızı tanıyorum, arkadaşımdı" ya da "bir kaç yazısını okumuştum, nereden nereye.."
dersiniz,
Tatlı olmaz mı ama, mesela benim bu dileğimin gerçekleşmesi karşılığında sizin de en az bir dileğiniz gerçekleşse..
Nasıl anlaşma ama..


Evet sanırım bu akşamki konum neden herkes kitap yazıyor, neden piyasada bir milyon tane aynı aptallıkta kitap var, neden her güzel olan insan güzellik sırlarını paylaşmasını bekleyen insanlar olduğuna inanarak kitaplar piyasaya sürüyor, neden bunca anlamsız kitap varken sizin de benim de bir tane kitabımız yok.


Allahım ne kadar doluymuşum bu konuda.




Abi, bu kitabı neden ben yazmadım ya, hakikaten. 
How to get a teenage boy and, en önemli kısmı, what to do with him when you get him.
Okumak için can atıyorum, o denli.




O değil de, haksız mıyım ya?
En çok gıcık olduğum da kişisel gelişim kitapları.
Yeri gelmişken bu konuda içimi dökeceğim.


Kim yeterince gelişmiş ki bir başkasına kendini geliştirmeyi öğretsin.


Bak bunu şimdi okuyanlarınız varsa alınsınlar falan diye söylemiyorum,
Tamamen bana saçma geldiği için evrenden bir yanıt bekliyorum diyelim..


Aynı öğütleri, sizin azıcık düşününce zaten bulabileceğiniz öğütler, bir diğer deyişle "captain obvious" öğütleri, veren bir milyon tane kitap var.


Şimdi ben de otursam yazabilirim bir tane.


Ne bileyim anlayamıyorum, belki ben fikir almayı genel olarak da sevmediğim içindir..


Sonra, twitter günlükleri diye bir kavram çıktı ya.
Yani bu parayla satılır mı?


Sonra her mankenin bir kitabı var mesela..
Çok yönlülükten hep bunlar.
Keşke edebi değerleri olsa ve utansak, ancak özür dilerim ama yok.
Yine de satılıyorlar değil mi?


Bak bu konu böyle ben tek başıma söylenirken çok havada kalıyor, keşke burada beraber zaman geçiriyor olsaydık, siz de dökseydiniz bu konudaki dertlerinizi..
Ya da keşfedilmeyi beklediğiniz her hangi bir alandaki tüm beklentilerinizi..


Hımm.. Asıl olayı nihayet açık ettim.
Keşfedilmek.
Ancak kim ya da ne tarafından?


Ya da dünya sizin yaşadığınızı gerçekten fark etse, hayatınız hayalinizdeki kadar değişir mi?


Benim her kitapçıda anlamsız kitapların yanından geçerken, şunların yerine benim yazdığım bir tane roman olsa diye iç geçirdiğim gibi, sizin de umutsuzca dünya tarafından keşfedilmesini beklediğiniz bir yanınız vardır diye düşünüyorum.


Keşke tek tek söyleyebilseniz, ve hiçbirine çare bulamasak bu akşam..
En azından içinizde kalmamış olur ama.


Bir de çok fazla şey olmayı bekleyip,
Hiçbir şey olamama durumu var.


Bu iki satırı hiç açmayacağı, yeterince yarım yamalak verdim düşüncelerimi, yine fark ettiğiniz gibi kafam karışık bu gece, iyisi mi, sizi bahsettiklerimi düşünmeye sevkedeyim ve yazımı bitirerek azat edeyim..




İyi geceler sevdiceklerim,
Her kimseniz, sizi seviyorum..
Umarım bunu duyduğunuza sevinmişsinizdir..
Buenas noches!


Her zamanki gibi öptüm..
Her türlü saçma çıkışınız için: http://www.formspring.me/saricic
ÇS*12


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder