14 Ocak 2013 Pazartesi

Müzik Meselesi, 1..

O sayfanın sağ üst köşesinde uçuşan kuşlar ne kadar da tatlıymış,
Ne kadar da adeta benim için tasarlamış dünyanın bir başka ucunda tatlı birileri,
Şu akşam fark ettim, 8 ayını doldurmasına hayret ettiğim bloguma
Bir milyonuncu kez bakıp ilk kez görürken..



Ve neden yalnızca final akşamları bu kadar içimden taşıyor yazma isteği?..
Bana ruh halimin bir isyanı mı bu?

Yok,
Bu çok zamanınız varken, hiçbir şey yapmayıp,
Az zamanınız varken her şeyi aynı anda yapmaya çalışma geni,
Tüm Dünya'nın tek bir anne ve babadan doğmuş gibi aldıkları şahane bir gen bu..


Bu akşam aslında müzik hakkında yazmalıyım,

Farklı insanların, farklı bakış açılarını, ruhlarını ve duygularını okuyabilmek için,
Müzik zevklerini keşfederim ben,
Farkında olarak ya da olmadan onlara ulaşmama izin verirlerse tabi..

Bence müzik zevki ve karakter arasında çok sıkı bir bağ var,
Kesin bu konuda tez yazan birileri olmuştur yine dünyanın farklı bir köşesinden,
İlgili bir bölümde olsam bunu ben yapardım galiba..


Kısacası, özellikle facebook'umda olan tatlı arkadaşlarım bundan sonra şarkı paylaşırlarken azıcık tedirgin olsunlar diyorum,
Arkalarından iş çeviren, fiti fiti iç dünyalarını kurcalayan, bir deli var.

Şaka tabi,
Paylaşın da neşelenelim.


Ama bazıları romantik olduğunu ilk günden ele verdi mesela,
Sonra gelsinler de beni ikna etmeye çalışsınlar romantik olmadıklarına,
Ben göreceğimi gördüm hakim bey.


Hakim bey şarkısı geldi oradan da aklıma,
Şimdi de aklıma takıldı, mutlu musunuz?..


Bu akşam aslında müzik hakkında yazmalıyım,
Demiştim ya,
E yazıyorsun ya'yı yapıştırmadan önce, bir dinleyin söyleyeceğimi,
Bu konuyu güzel güzel açmak istiyorum ama,
Arkadaş şu notlar bir açıklanmıyor ki,
Hiçbir şeye konsantre olamıyorum gece gece,

Pazardı, pazartesi oldu, salı oldu,
Öh ama, bir sınav iki haftada okunmaz mı arkadaş,
Burada büt stresiyle yanıp tutuşan öğrenciler de var,
Birazcık bizi düşünseniz ne olurdu sanki..

Zaten yaptınız 2 haftalık finalleri 4 hafta,
İçim çıktı çalışmak ve çalışmamaktan..

İkisi de birbirinden beter..


Şu hocalar bizi tarihler konusunda güzel güzel sıkıştırırlar da,
Neden kendileri sıkışma zamanı gelince rahat takılırlar acaba,
Beklentinle, verdiğinin birbirine yakın olması lazım..


Bazı diller size duygu vermek için yaratılmış,
Ne dediğini anlamanıza gerek yok, güzel bir müzik eşliğinde oldular mı bir de..
Mesela Fransızca..

Kafamın içinde birden atlama yaşayan hücreyi fark ettiniz değil mi,
Bir üst enerji seviyesine çıktı birden..


Bir dakika,
Müzik insanın karakterini nasıl ele verir onu anlatmadan geçmeyeceğim..


Yalnız önce şairlerden alıntı yapıp da nasıl onları imla hatasıyla yazıyorsunuz arkadaş ya!
Bu gece iki oldu, tutamadım.


Müzik ve karakter,
Öncelikle müzik zevkimiz de diğer bir çok şey gibi temelde iki etkene bağlı,
İç dünyamız ve çevremiz,
Nerede büyüdüyseniz, oranın tatlı bir esintisini almadan geçemiyor müzik zevkiniz,

Müzik zevkinizin de acılı bir ergenlik dönemi var mesela,
Mesela kült müzik dinleme çabası
Ergenlik dönemi göstergesi,
Aynı dönemin dinlediğiniz en aptal şarkılara da yuva olması, ilginç bir durum gibi gözükse de içinde bulunduğunuz tutarsızlığın net bir göstergesi, ergenlik işte..

Sonra o müzikler zamanla hayatınızda bir yer ediniyor, ya da edinmiyor,
Sonra ruh haliniz, ele alıyor durumu,

Hayalperestler müzikal seviyor mesela,

Romantik olmanız için aşk şarkıları dinliyor olmanıza gerek yok,


Melankolikler mesela,
O şarkılarınızın hiç mi yüzü gülmüyor ya,
Gülmüyor, dinliyorum..

Ne kadar içi boş müzik dinliyorsanız,
Kafanızda o kadar bir boşluk olabiliyor mesela, üzülerek söylüyorum ki,

Apaçi müziğini telefon melodisi yapan insanlar var,
O adamın ruhu çünkü işte, bunu kabullenip yola devam etmeli..

Tabii içi dolu müzikleri sadece herkes dinliyor diye dinlemek de, yapaylıktan öte değil..
O da kendini belli ediyor zaten, boşuna ardına saklanmayın derim..



Ve iddia ediyorum,
En sevdiğiniz 10 tane şarkıyı bilsem,
Sizinle ilgili hiç tahmin etmeyeceğiniz bilgileri kestirebilirim..



Peki ben ne dinliyorum,
Hiçbir zaman, müzik zevkimle övünemedim,
Övünenlere özendiğim zamanlar oldu, sonra vazgeçtim,

Çünkü bir adım geride durup, hayatıma anlam katan şarkılara baktığım zaman,
Dümdüz giden bir çizgi görmüyorum,
Hayatıma yayılmış, bir yol haritası görüyorum,
En az kafamın içi kadar karışık, duygusal, heyecanlı..

Hala size bir önerim olamaz,
Bakın ben bunu dinlerim, alın siz de dinleyin diye,
Ama tuhaf bir gidişatım var, izlenilmeye değer, bir gün keşfetmenizi isterim..


Bir de dua edin de tüm derslerimden geçeyim tatlı okuyucu.

Hadi bu kadar iç darma yeter bu akşamlık,
Ancak şu müzik konusunda, sonra tekrar bir konuşalım derim,
O yüzden, Müzik Meselesi, 1 olsun bu yazı..

Son olarak yazmasam vururlar diye,
Evet,
Müzik ruhun gıdasıdır.

Öpüldünüz,
Çok öpüldünüz..

İyi geceler, tatlılar..
ÇS*13










13 Ocak 2013 Pazar

Yeni Yıl, Eski Mevzular, Yeni Yıl..

Hop yeni yılın ilk yazısı bu!


Ah canlarım, nasıl da heyecanlandılar bak, ne kadar da isterdim, dünyanın değişen dengelerinden, barıştan, tatlılıklardan bahsedeyim..

Ha yine tatlılıklardan bahsedeceğim orada bir sorun yok ama,
Ne yazık ki dünyada da değişen tek bir şey yok..

O yüzden, siz iyisi mi kendinize odaklanın, dünyayı güzelleştirmeye, bu sene kendinizden başlayın..



Size yazmadan yaklaşık iki saat önce,
Üçüncü senesinde ve hala bitmemiş kısmetsiz romanıma devam etmek için bilgisayar başına oturdum,
Nedense, her yazma kararı alışımda, ve zaman buluşumda tabi - nitekim bir milyon kere yazmak isteyip, bir kere başına oturabiliyorum ya - önceden yazdıklarıma şöyle bir göz atarken kendimi hikayeyi baştan, sondan, ortadan bir yerden okuyor buluyorum..

E göz atıyormuşsun, okumayıp da ne yapacaktın bir durum değil,
Yaklaşık bir saat okuyorum ve sonucunda tek bir kelime yazamadan kendimi bu kez de bundan birilerine bahsederken, bahsetme ihtiyacı çekerken, ya da kendi kendime ah canım ne de tatlı yazmışım deyip dosyayı kapatırken buluyorum.

Sonuç: bugün de yine tek kelime yazmadım ve size anlatmaya başladım,
Ama söz bu son, kendimi afişe ettim ya, daha da yapmam..


Her seferinde yaptığım tek bir çıkarım var ama;
Erkek ağzından çok tatlı şiir yazıyorum ya,
Erkek olsaymışım, fena olurmuş.. 

Yani ben, erkek olan bana, tav olurmuşum gibi ilginç ve cümle uzadıkça daha tuhaf ve itici gelen bir durum ortaya çıkıyor galiba, kendime meyil mi yaptım ben acaba ne oldu şimdi?

Bak şimdi;


""‘Sen,
Nasıl ve nereden
Kim, kimse o
Teşekkür ederim
Gözlerimi yumsam
Gözlerini açsan
Dört yanımdasın
Hangi yana kaçsam?

Kumsal’ın yanağını kibarca okşadı ve ekledi

Seninleyim
Nasıl ve nereden çıktın?
Güzelim
Gel,’ elini kalbine götürdü ‘anlat bana. Derdimin çaresi yok.’""


Daha ilginci, Leyla ile Mecnun'un Ak Sakallı Dede'si, diziden önce benim kitapta görünmüş..

""  
‘...Aşk geldiyse kaçmak boşuna
Dedi bütün yol kahrımı çeken
Ermiş dede
Ermiş olmaya gerek yok dedi,
Aşkın acısını anlamaya
Sen aşık olmuşsun çocuk,
Ne yap ne et,
Kurtulma
Gençlikte hoş görülür her hata
Sevmezse bile seni
Suç senin değil..                  

""

Daha güzeli kitapta Leyla diye karakter de var, neyse ki başrol değil.
Yine de gerdi ama.


Bak gece gece, sardım yine romantiğe, iyi mi?

Acaba bu "Güneş"  karakteri mi beni her defasında romantikleştiriyor, yoksa ben romantikleştikçe mi içimdeki "Güneş"in konuşası, anlatası geliyor..

Şimdi buradan sonra paso şiir gidesim var,
Ama yapmayacağım, çünkü bu sene rektör baba tam 4 dolu dolu final haftası nasip etti.

Evet, tam 4 hafta,
2 düz 2 büt.

Ben 4 düz 3 büt gidiyorum,
Bitince kazak olacak,

Belki 4 düz 2 büt bir boş bırakıp, atkıya da dönebilirim.

Buna haraşo deniyor.
Haroşa da olabilir, 
Horaşa da,
benim için aralarında hiç bir fark yok.

Nitekim okul yarım dönem uzadı bile, uzatmayanı dövüyorlarmış dediler.



"‘Ne ardında
Ne önündeyim
Düşüvermişim en orta yerine
Kahvesinin gözlerinin
Dört bir yanım uzanıyor da
Tutmaya yetmiyor
Kum tanesini "

Bu sene boğaların yılıymış, o yüzden geri durun derim,
Milli piyangodan da 80 lira çıktı, ohooo..
Geçen sene 70 çıkmıştı,
Bu azimle 30-40 yıla kayda değer bir miktar çıkar diye hedefliyorum,
Ondan da torunlar nasiplenir anca zaten,
Aman.

Bir de seyahate çıkmam için tüm gezegenler uğraşıyormuş,
Kim dedi unuttum bunu ama vallahi doğru, gidince göreceksiniz ama neresi olduğunu,
Şimdilik yakınlar hariç sır..

Şiirle başladım şiirle bitireyim bu günü o zaman,
Size zorla sevdireceğim şiiri, öyle küçük bir hedefim var yakın çevreme yönelik, çaktırmadan küçük küçük ilerliyorum ama..
Hani diyorum ya, erkek ağzından bir kıza güzel yazıyorum diye,
Sıradaki şiirimiz de yine ikincil ben Güneş'ten Kumsal'ına, benden de size geliyor,
Öpüldünüz, 
İyi geceler..

" ‘Bir zamanlar açtım ben
Kayalıklara vuran dalgaların sesini
Onların arasına karışıp özgür bir balık olmaya tercih ederdim
Ben hayata uzaktan bakardım
Açıkcası, beğenmezdim de
Beğenmezdim yeşilini denizin
Gözlerimi yakardı tuzu
Sadece rüzgarıyla üstelik
Ben papatyaları
Yere dökülmüş beyaz bir boya zannederdim
Ve fırçadan sıçratılmış sarı damlacıklar
Ben seni ve senin gibileri hep uzaktan izlerdim
Beğenmezdim açıkçası
Uzun karışık saçlarını
Göz yanıltan boyalarını
Vücut hatlarını
Hepsi beni ve benim gibilerini
Baştan çıkarmak için yaratılmıştı
Zihnimde,
Hayır, baştan çıkmazdım
Baştan beri karşıydım çünkü
Ben hayata karşıydım
Şimdi sen bir çilek tanesi
Süzülüp toprağın üstünden
Sürünüp kaşındıran yeşillere
Kopardığım yerden gelip
Avucumda bittin
Kayalıklardan denize düşürdün beni
Köpükler içinde çırpınıp ölürüm sandım
Hayır, ölmedim
Ne kadar maviymiş dalgası denizin
Balıkları güneşte şıkır şıkır oynarmış
Ben başımı kaldırıp güneşe bakmamışım
Papatyalar arasına neden yatmamışım bunca senedir
Meğer onlar benim tatlı dilime
Meğer onlar benim üzerlerine düşecek
Gölgeme ne kadar muhtaçlarmış
Hayır, benden başkası olmadığından değil
Ben dahil herkese kucak açtıklarından
Sen ve senin gibiler,
Ah ne kadar güzelsiniz
Senden biliyorum diğerlerini, yanlış anlama
Çilek kokuyor saçların burnuma
Öyle bir dokunuş ki sanki
İpekböcekleri sarmış dört bir yanını
Kıyamıyorum kopacak kanatların diye
Sen çilek rengi bir kelebeksin
İçime doğan bir güneş gibisin.

Sen benim denizimin suyusun
Ve tatlısın, balıkların da senin gibi küçücük.’  "




ÇS*13'