21 Ekim 2012 Pazar

Uçtu Uçtu, Felix Uçtu..

Gibi bir başlık atmak inanın önceden planladığım bir şey değildi.
Bunu düşünüp uzun süre gülmedim yani, hakikaten, niye yaptım ben bunu şimdi.
Neyse, beni böyle sevin sevecekseniz.

Felix'i anlatacağım dedim, bir hafta oldu.
Bu aralar hep rötarlı bir insan oldum, olsun, beklemek erdeminizi falan filan arttırır, o bu şu.


Felix'in neyini anlatacaksın, atladı gitti bir hafta oldu,
Ölmedi zaten de o kadar canlı izledik,
Trajedi de olmadı,
Daha ne anlatacaksın demeyin,
Ben biraz gidişatımıza söyleneyim istiyorum çünkü, arada da bir iki kulak arkası bilgisi sıkıştırıp bu geceki öpücüğümü yanaklarınıza iliştireyim diyorum.


Öncelikle bilmeyebiliteniz olan bir mevzudan gireceğim,
Felix'in atlayışı aslında bir deneydi.

Uu, sessizliği duyar gibi oldum.

Şimdi siz "hayatın her evresi bir deney değil mi dostlar" geyiğine girmeden,
Duruma bir açıklık getireceğim,
Ben de "Neden Roswell?" başlıklı bir yazıya atlayınca okuma fırsatı oldum, size anlatmazsam yara çıkarırım...

Malum emmi oğlu Roswell'den atladı,
Tamam da Amerika'da başka yer mi yoktu,
Ya da malum bölge bilindik yer havalı yer, uzaylıya denk geliriz falan mı dediler.

Mevzu 70 yıl öncelerden.
Roswell'de malum uzaylı mevzuları patladığı sıralarda, bizim bu fastfoodçu Amerikalılar demişler ki,
"Yahu, bu astronotlar, acil durumlarda, aracın içinde yanmasalar da paraşütle atlasalar ne kral olurdu."
Mühendisler düşünmüş taşınmış, deneyelim demişler,
Plastik mankenleri atıp atıp tutmuşlar,
Tabii basınçtaki dengesizliklerden döne döne burula burula inen mankenler parça parça çevreye yayılmış.
O dönem Roswell'in yerlileri, gecenin bir vakti ambulansla taşınan mankenleri uzaylı sanmışlar,
Oysa ki adamlar deney peşindelermiş,
Mankenlerin üzerinde araştırmalarını yapınca,
Artık etli butlu bir insanımızı atalım demişler,
Felix'in atlayışında, NASA'dan koordinasyonları yapan tonton amcamız,
Joe Kittenger, ta 1960'da,
Aynı şekilde balonla yükselip, 31 km'den atlamış.
Şimdi adamın 52 yıl önce başardığı mevzu ne oldu da bu kadar önem kazandı o zaman, ya da ne beklendi bunca zaman..

Öncelikle Felix dedi ki, ses hızını aşalım arkadaş,
Şimdi mevzuya bir rekor girince sponsor bulunması da kolay tabi,
Belki Felix'in bir sponsoru olmasa,
Amerikan'ın, geleceğin uzay yolculuklarını kusursuz ve tehlikesiz hale getirecek bu deneylerinden ilgisi olan olmayan her insan haberdar olmayacaktı,
Ancak Redbull kurdu siteyi verdi canlı yayını, hepimiz şahit olduk,
Felix'in selam çakıp uzaydan aşağı atlamasına.

Ben canlı izledim, malum Uzay okuyoruz, izlemeseydim yüzüme tükürürdünüz,
Annem adamcağız ölmesin diye bildiği bütün duaları okudu.
Felix rekorlarını kırdı,
Ölmeden yere indi,
Deney başarılı oldu, Amerika bir adım daha atmış oldu, Avusturyalı paraşütçü sayesinde.


Şimdi bu noktada bir dur diyeceğim.

Felix uzaydan atlarken siz ne yapıyordunuz merak ediyorum.
Ben şahsen yemek yiyordum, arada çıkıp çıkıp kontrol ettim bilgisayarı,
Ertesi günkü dersime çalışma ya da genel olarak herhangi bir şeye çalışma gibi bir kaygım yoktu.

Benim milletimin pazar günüydü,
Bizim çocuklarımız pazar günleri banyo yapar mesela,
Çalışanlar yatıp yuvarlanır evlerinde,
Öğrencisi de boş gezmek için bahane arar.

Benim milletim aynı sürede,
Bacımızın yengemizin neresi görünürse tahrik oluruz diye düşünüyordu.

Benim milletimin vekili bakanı hala,
Barbie bebeklerden tahrik olabiliyorlardı.

Benim memleketimde tahrik kelimesini iki kere üstüste kullanmaktan,
Ben bile rahatsız olabiliyordum.

Benim memleketimi yönetmekle yükümlü kimseler,
Okullardan benim memleketimin kurucusunun adını silmeye çalışıyorlardı,
Ki aynı o okullarda okuyan çocukların öğrenimini kolaylaştırmak,
Bilgilerini geliştirmek yerine,
Arapça okusunlar yeter anlamalarına gerek yok mantalitesini yerleştirmeye çalışıyorlardı.

Benim milletim bilime yeniliğe yatırması gereken parayı,
Olmayan bir savaşı yaratmak,
Başkasının işine burun sokmak için kullanmaya uğraşıyorlardı.

"Modernitenin Oluşumu" dersi hocam bile,

Nereye ne yazdığınıza dikkat edin başınıza dert olur diyordu.
Benim memleketimde uzaya gitmekten değil,
Baş örtmekten konuşuluyordu.

Benim memleketimde bilim gençliği değil,
Din gençliği üretilmeye çalışılıyordu.


Ben yemek yiyordum,
Siz kanepede uzanmıştınız,
Sonra hepimiz uyuduk.


Dünya'nın geri kalanından kaç yüz yıl geride olduğumuzun farkında değil mi hiç kimse diye düşündüm.


Gerçi biz hala de'yle da'yı ayırmayı bile öğrenemedik ya.

Haydi iyi geceler.
ÇS*12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder