Hasret sona erdi..
Ay ne şakacı başlangıç.
O değil de iki üç gün yazmayınca nasıl birikti kafamın içi nasıl birikti, anlatamam.
Ama anlatacağım.
Bugün BüyükAda'daydım, adayı alerji yapan böceklerden sonra bu kez de Araplar basmış hiç gidip sinirinizi bozmayın derim.
Allah'ıma çok şükür günahtır falan deyip kendilerince, Aya Yorgi'ye çıkmıyorlar da iki dakika kafanızı dinleyebiliyorsunuz.
Ha bir de nasıl gıcık oluyorum o tip tip Arap erkeklerine. Kadınlara giydirmişler kara kara çarşafları, kendileri parmak arası terlik bermuda şort.
Ay ben çok tahrik oluyorum terliklerinizden, rica edeceğim siz de çarşafa girin, kadınları da bu sebepten giydiriyordunuz değil mi, tüh, haydi bakalım Bursa kumaş pazarına.
Her neyse hatırlayıp sinirlenmeyeyim bence, bir ara görüşürüz bu konuyla ilgili tüm fikirlerimi açıklarım.
Bence istediğiniz kadar yüksek sesle gülebilirsiniz çünkü amele yanığı oldum.
Yarın okula gidip amele yanığım ve iç gıcıklayıcı beyaz tişört izimle herkesi baştan çıkarmak istiyorum.
Savul İTÜ, mazallah.
Tabi Araplardan bize fayton mu kaldı! Yürüdük dağ taş, olacağı buydu, her neyse..
Bu arada balık yerken Yunanistan'a 3 günlük gitme kararı aldık.
Türk kafası bu bak.
Nikomu'yla sirtaki de cabası.
Aslında eve gelirken size bambaşka bir şey anlatmayı planlıyordum ama bugünkü ada fotoğraflarıma bakınca, fikriyatım her zamanki gibi 180 derece dönerek beni bugün yaşadığım bir başka duygusal akıma götürdü.
Çağrışımlar,
Ve çağrışımlarla hayatın küçülmesi.
Şimdi hiçbiriniz bir şey anlamadınız haliyle, anlamanız için kafamın içinde olmanız gerekirdi, ama sıkılmayın ben şimdi size kafamı açacağım, bakalım siz ne düşüneceksiniz, ya da ben bu gece size kimleri ya da neleri çağrıştıracağım.
İnsan aklı çok tuhaf yer arkadaş.
Gereksiz eşyalar deposu gibi, ama hiçbir zaman gerçek hayatta sahip olamayacağınız kadar düzenli bir depo.
Aranızda obsesif kompulsif olan yoksa tabi.
Her şeyi etiketliyor bu kafamızın içindeki, sınırlı bir hacmi varmış gibi görünüp içine evrenleri sığdıran depo.
Her şeyin bir anlamı var, bir anısı var.
Hele ki hayatınızda önemli duyguları ya da zamanları paylaştığınız kişiler varsa, arkadaş olur, eş olur, dost olur, sevgili olur..
Bir caddeden geçip de birini anmamak mümkün mü?
İspanya gol attı bak sevindim. Alakasız oldu ama kafanız dağıldı fena mı?
Çağrışımlara dönersek.
Çağrışımlar temel olarak depomuzun kullandığı bilgisayar programıdır.
Velev ki önünüzde bir kalem gördünüz.
Kalemin karekodunu okutuyorsun gözünle, hop çağrışım depodan ilgili anıyı çağırıyor, zıbaaaam zibilyon yıl önceye gittiniz oldu mu şimdi?
En ufak en saçma en alakasız şeyler bile, gözünüzün uzaklara dalmasına sebep olabiliyor ya, ne yapalım ayakta alkışlamak düşer sevgili deponuzu.
Benim bugünkü çağrışımım bir dondurma kabıydı.
Saçmalığı oradan pay biçin.
İnsan dondurma yerken içlenmemeli.
Bak çağrışımlar güncellenebiliyor da, bence bilgisayar programı benzetmesi çok yerinde oldu.
Bu da mühendis kafası işte, oysaki şair ne demiş?
"Bana her şey seniiiii hatırlaaaatıyooooooor.. Beraaaaber yürüdüüüük biz bu yolllaaaaaardaaaaa beraber ıslandıııık yağan yağmurdaaaaa, şimdi dinlediğim tüm şarkılardaaaa bana her şey seni hatırlatıyor."
Adam yolda yürürken çağrışım gelmiş.
Yağmur yağıyormuş, gelmiş.
E şarkı dinleyeyim kafa dağıtayım demiş, hayda, yine gelmiş.
E ne oldu şimdi benim dünyam? Küçücük olmadı mı?
Her nefesiniz kendi içinize dönseydi ne olurdu?
İyice karıştıracağım konuyu ama aslında çağrışımın mantığı isim vermenin mantığıyla aynı.
Nasıl Çiçek deyince aklına ben geliyorsam,
Alışveriş merkezi deyince Mahmut,
Balık deyince Nurullah,
Dondurma deyince Nagehan,
Çöp kutusu deyince Hüseyincan gelebiliyor.
Aa neden, çünkü Hüseyincan bir gün çöp atarken çöp kutusuna düşmüştü değil mi?
Halbu ki hiçbirimiz bu hikayeyi merak etmiyoruz, ama sen hatırlıyorsun değil mi?
Bugün arkadaşım yerdeki at b.kuna bakıp bir arkadaşını hatırladı ya,
bir keresinde aynı anda basmışlar. Hayda.
Daha da diyecek lafım yok.
Sonuç olarak aklımızın bu içine dönüşleri, ve bu dönüşlerin verdiği burukluklar her zaman geleceğe yönelik umutlarımı azar azar alıyor, sanki her şey bir şekilde tüketiliyormuş gibi, bir dondurma kabı bile tatsızlaşabiliyor.
Her şeye bir anlam yükleyince, her şey etiketlenince, olay domino taşlarına dönüyor, biri aradan çekilirse geriye kalanlar peşinsıra yıkılıp anlamsızlaşıyor.
Ya bir gün hiçbir şey keyif vermezse?
İspanya C grubunu lider tamamladı. Saygılar.
Öptüm çiçeklerim.
ÇS*12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder