Dan dan dan daaaaaaaaa
Dan dan dan daaaaaaaaa
Sarı, mezuniyetten canlı bildiriyor..
Gerçi mezuniyet töreni saat 7de ben de büyük ihtimalle kalmayacağım ama;
Buranın gerginliğini keyfini az buçuk yazayım dedim.
Ha bir de arkadaşımı beklememin ve bu süreçte inanılmaz derecede sıkılmış olmamın da katkısı var tabii..
Efendim malum, sevgili İstanbul Teknik Üniversitesi'nin Uzay-Uçak Mühendisliği ayağını temsil ediyorum şuanda, yani diğer fakültelerde ne işler dönüyor bilemeyeceğim.
Burada hafiften hafiften bir hareketlenmeler başladı ama.
Takım elbiseli tatlı çocuklar, şıkır şıkır bir iki kızımız, gelmiş bulunuyor.
Ben de nedense CIA ya da FBI ajanı havasına büründüm, çaktırmadan insanları inceliyorum.
Aslında bu aktivitem böyle anlattığımda beni bile gerdi ama sorun yok çünkü bu canımın içleri 2006 girişli falanlar herhalde, anca bitirmişler, daha bir tanıdık göremedim.
O zaman bugün bu işkenceyi kendime yapma amacımı azcık açıklamaya çalışayım.
Şu mezuniyet töreni kadar sevdiğim bir tek olay yok ya,
Tabii okulla ilgili..
İnsana saçma bir duygusallık, bir hava katıyor.
Mezun olanına da , izlemeye gelenine de..
O cübbeyi giyip de kasılmayan bir tane adam yok.
Ama hakları tabii, bir tarafımızdan ter aktığını düşünecek olursak..
Yaş ortalaması bana biraz yüksek geldi,
Ama belki, yıllarca çırpınmanın verdiği bir olgunluk çökmüştür suratlara onu bilemeyeceğim..
Dur amacımı açıklıyordum..
Efendim malumunuz, inşallah seneye okul bitmese de bir mezuniyet törenine katılabiliriz diye umuyoruz.
Dün de belirtmiştim galiba, daha hiç böyle kapsamlı İTÜ mezuniyeti görmediğimden, hazır da yaz okuluna gidiyorum diyerekten, bir havasını suyunu koklayayım, tadayım dedim..
Çok da memnun kaldım.
Yok yahu böreklerden yemedim, ayıp ediyorsunuz bak.
Mezuniyetleri niye seviyorum.
Birincisi insanları bundan daha içten bir de düğünlerinde gülümserken görebilirsiniz.
İkincisi, nasıl da şıkır şıkır oluyor herkes, o cübbenin yakışmadığı tek bir kişi yok.
Hele bizim mavi bantlı siyah cübbelerimiz, çıkar da ben giyeyim dedirtiyor.
Üçüncü olarak, dediğim gibi duygusal bir olay, duygusal deyince ben ordayım zaten,
O ailelerin sevinci, çocukların gururu, nedense paylaşmaya bayıldığım bir duygu.
Dördüncü olarak, insanların hayatlarının bir dönemini kapatmalarını temsil ediyor.
Hele ki bu üniversite mezuniyeti olunca, hayata gerçek ilk adım diyebiliriz.
Sonra okul hayatınızın sonu, tabii yüksek yapabilirsiniz ama oradan sonra olgun insan kategorisine giriyorsunuz.
Çocukluğu nihayet bitirmek gibi bir şey yani..
Gerçi bunu lise de söylüyoruz ama, liseden yolladığınız çocukla üniversitede okuyan çocuk arasında yalnızca yaş farkı var.
Şuan beni salsanız, gider o mezuniyete şakır şakır konuşma yaparım bak.
Kimse de şüphe etmez, dur bu kız mezun mu, kimin nesi bu diye.
Bu da İTÜ'ye açık gönderme olsun, seneye mezunlar adına konuşma yapacak bir öğrenci ararsanız,
Liseden deneyimli, mezuniyet konuşmalarında uzman bir öğrenciniz var.
Aklınızda olsun,
Üstelik gözyaşına ve seyirciye oynuyorum direk bak, tam aradığınız ruh.
Saatlerce süren onun bunun başkanı konuşmalarından iyidir.
Gerçi sevgili bölüm başkanımız fakülte ödülleri verilirken o kadar kısa ve içten bir konuşma yaptı ki,
Kendisi mezuniyette de saatlerce konuşsa dinlerim.
Ayrıca biz de sizi çok seviyoruz..
Saygılar; Alim Rüstem Aslan.
Eveet, o halde CIA kısmına geri dönelim.
Yarısından çoğunu hayatımda ilk kez gördüğüm sevgili mezunlar, tatlılardı ama,
Sevgili fotoğrafçı sözüm sana, vallahi gelip makinanı elinden alacaktım bu kadar da çapsız olunmaz ki,
Zaten toplasan 25 kişi anca varlar, bir araya getirip de bir fotoğraf çekemedin yahu.
Ve Meteoroloji Bölümü mezunlarını, mükemmel yaratıcılıklarından ötürü gözlerinden öpüyorum.
Adamlar, sopalara yağmur damlası şimşek figürü falan yapıştırmışlar,
Şemsiyeleri de açtılar, ben daha tatlı bir şey görmedim.
Dayanamadım fotoğraflarını çektim.
Efendim kendilerini hiç tanımıyorum, kızlar birden kendilerini internette görüp gerilecekler o denli, bak arkada sağda şimşek de gözüküyor.
Velhasıl kelam, şuan evdeyim tabii,
Yazıya okulda başlamıştım, koşuşturmaca kısmına katılıp, iç geçirerekten cübbeli sevdiceklerimize bakarken yarım kaldı.
Mezuniyet törenine kalmadım, bu kadar duygusallık yetti.
Nitekim, ilk cübbeliyi görünce ağlarım diye iddia ediyordum, ağlamadım ama, çocukları çılgınca parmağımla işaret ederek gerdim.
Olsun, uzaylı gördüm desem yalan olmaz.
Şakacı.
Efendim bu da süslenmiş kızımız, İTÜ Stadyumu..
Bugün biraz kişisel yazdım, bu tatlı heyecanımı paylaşayım istedim.
Eve yersiz bir neşeyle döndüm çünkü..
Lisedeymiş gibi..
Okul çok büyük olunca, her şey bölük pörçük ve birbirinden kopuk oluyor, ama böyle zamanlarda, o lise koridorlarında gülüşerek koşuşturduğunuz zamanlardan hiç bir farkı kalmıyor durumun..
Evinizde hissediyorsunuz.
Tamam bitiriyorum..
Bugün bavul toplayacağım, evet kaçıyorum,
Zamanım olursa daha az kişisel bir şey yazmayı da düşünüyorum.
Şimdilik hepinizi öptüm..
İyi geceler..
ÇS*12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder