24 Haziran 2012 Pazar

Yolculuk Meselesi, 1

Ay, laptopum nasıl da özlememiş İstanbul'un internet hızını..
Canım yazıktır iki gündür tatil yapıyordu tabi, kafasını dinliyordu Enez'de, dönmek zorunda kaldı..


3 seferde açtım. Her neyse..




Bakalım.. Yolculuktan gelen adamın ne yazmasını bekleyebilirsiniz..
Allah'ım çok zorlanıyorum.. 
Tabii ki yolculuklarla ilgili yazacağım..
Bir de daha sonra daha büyük bir yolculuk yapar da anlatırım diyerekten, "Meseleler" kategorisine alıp konuyu açıyorum..






Bugün yolculuğun ruhani kısmına değineceğim,
İşin içerisine ruhu katmazsam kaşıntı yapıyor bende malum..


Aslında beni gözümden uyku akmasına rağmen bir şeyler paylaşmaya yönelten şey, yolda dinlediğim müzikler oldu, o yüzden bu meselemizin ilk yazısında yolculukta dinlenen şarkılara değineceğim..


Evin DJ'i benim.
Şimdi yazık mı aileye iyi mi oluyor her zaman kestiremiyorum ama, evin en küçük insanı olarak her türlü teknolojik ayrıntıyı benden bekledikleri gibi, müzikte de zevkime güvenerekten her sene beklenti halinde oluyorlar.


Kuzenimle yaz sezonu başlamadan yeni şarkılardan eleme yapıp liste bile hazırlıyoruz.


Enez Hits*12 gibi.
Tatlıyız bak ama..


He bu arada küçük bir ayrıntı,
Biz yazlık yakın olduğu için, yakın dediğim yer Edirne, her haftasonu üşenmeden gidip geliyoruz..
Yani her hafta yaklaşık 7 saat arabada canlı yayın yapıyorum.
Maaş alsam yeridir.


Bu arada bu akşam bir ara DJ olmaya da karar verdim.
Valla bak, ağzımın laf yaptığı su katılmaz bir gerçek, e müzikte de giderim var, neden olmasın.
Tekliflere açığım.


Her neyse yolculukta müzik meselesine dönüyorum.
Bence yolculuk yapıp da şöyle keyifli keyifli müziğini dinlemeyen adamın 2 sebebi olabilir.
Bir: müzik aletinin şarjı bitmiştir.
İki: Ölmüştür haberi yoktur.


Müzik ruhun gıdasıdır arkadaş,
İçiniz çekilir sonra bak.


Gerçi benim ruhum ne yiyor ne içiyor bilemiyorum ama, maşallahı var yani.
Sırf müzikten bu kadar kilo alınmaz.



Yolculukların, kendi içinde gerçek amaçlarının yanısıra hep bir alt anlamları bir derinlikleri vardır.

Bir kere insanı özgür hissettirir. Sanki istediğiniz yere gidebilecekmişsiniz gibi.
Halbuki biletini almışın otobüs tek yere gidiyor, ya da zaten arabandasın nereye gittiğin belli, ne özgürlüğü..
Ama olayın içinde bir "gitmek" var ya, psikolojik olarak hep özgürdür yolculuklar..


Yolculuk bir kaçıştır..
Geliyorsanız da, gidiyorsanız da, bir yere varacaksanız da, bir yerden uzaklaşacaksanız da, hep bir yöne doğru kaçıştır yolculuk..
Her zaman amacından çıkar.
Mutlaka komik bir şey olur.
Yol ne kadar uzunsa o kadar keyiflidir. 
Ne kadar keyifliyse dinlediğiniz müzik, ne kadar ruhunuzu, kaçtığınız şeyleri temsil ediyorsa, o kadar keyiflidir yolculuk..




Bu akşamki şarkılarımı peşpeşe burada belirtsem, ya bileklerinizi kesersiniz, ya da ne bileyim açık camlara falan dadanırsınız, o yüzden hiç afişe etmeyeceğim şarkılarımı, sizi seviyorum elenmeyin sonra..


Fakat beni, kaçmak istediğim yere götürdükleri için hepsine teşekkür ediyorum.


Hakikaten kapıyı açıp kendimi atsam, niye diye sormazlardı bu akşam.
O kadar içimdendi bu yolculuk.. Bitmeseydi, ya da uyumasaydım sonlarına doğru daha güzel olurdu..




Diye diye başaracağıma inanıyorum.
Bu yaz bitmeden bir iki günlüğüne de olsa Yunanistan'a gitmek istiyorum, bak oraya giderken dinleyeceğim bütün "hoppa hoppa" ya da "elami hanimu" şarkıları aynen paylaşırım sizle de, benimle gitmiş kadar olursunuz.


Son bir kaç zamandır aklımdan düşmeyen bir laf var.
"Basıp gideceğim, bir gün basıp gideceğim. Hiç kimse de özlemesin beni.." 
Kendisi karnımın içinde beni yiyip bitiren bir canavara dönüştü..
Ama bu özlemini Ağustos'taki Karadeniz turuna saklıyorum.
Haydi Osman kalplerimiz seninle, ne olur ayarla Karadeniz turunu.. Çünkü gideceğim ve bir daha dönmeyeceğim..
En azından ruhen..
Beni yaylada, dağda, yeşillerde şiir yazarken bir düşünsenize..




Yolculuk şarkılarına geri dönersek,
Uzağa gitmenize gerek yok, işe giderken, okula giderken, hatta 10  dakikalık metro yolculuğunda bile, gıdanızı kulağınızdan eksik etmeyin..
Çünkü anları, hayalleri, kimse yokken, kendinizle başbaşa kalmışken, geri getirebilecek, kendiniz olabileceğiniz, hayal kurabileceğiniz daha güzel bir yol yok..


Müzik olmadan yol yok yani..
Bak içine dönmeceli oldu, sevdim.


Bu arada önceki gün anlattığım çizdiğim resme bakıyorum da, maşallah bir kalça çizmişim kıza, bende öyle kalça yok arkadaş.
Bir de odam mis gibi tiner kokuyor, biraz hayallere daldıysam sebebi odur..


O zaman yalnızca bir tek şarkıyı paylaşacağım bu yolculuktan..
Redd - Nefes Bile Almadan..
http://fizy.com/#s/1ahm2m


Kelebek kadar ömrümüz var..


Haydi iyi geceler,
Sizi seviyorum, üstünüz açık uyumayın..
ÇS*12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder