4 Ağustos 2012 Cumartesi

Kısaca, Akşamüstü..

Odamda bir kapı var.


Babam yeni tuvalim çok büyük olduğu için kapıya benzetti, 
Odamda boyanmayı, üzerine hayaller çizilmeyi bekleyen büyük bir kapım var,
Mutluyum.


Keşke onu sevecek zamanım da olsa.


Sevmeye zaman ayıramamak ne tuhaf şey değil mi?
Dünya üzerindeki hangi kavram, hangi ihtiyaç, hangi varlık,
Sevmekten daha önemli olabilir ki?




Yalnız size anlatmadan edemeyeceğim,
Benim odamın camı sitenin orta bahçesine bakıyor, 
Akşam belli bir saatten sonra bağırarak anlaşmaya çalışan ebeveynler ve bahçedeki çocukları arasındaki münasebetlere sık sık tanık oluyorum yani..
Demin geçen konuşma,
Baba evinin camından çıkar, çocuğunu göremez.


-Kaaaaaaaan! Kaaaan nerdesin?


Arkadaşım in çocuğunun yanında otur çok merak ediyorsan, çocuğu alsalar götürseler senin bağırman bir işe yarayacak mı?


-Burdayım baba.
-Nerdesin?!


Adam çocuğu hala göremiyor, nitekim;


- Saklıyım baba, SAKLANIYORUM.


Çocuk da isyanı verdi tabii.
Büyük ihtimalle ebe olan çocuk;


-Saklanbaç oynuyoruz, Kaan saklanıyor.


Baba sustu çok şükür.




Şu önümüzdeki altı gün, deyim yerindeyse, göz açıp kapatıncaya kadar geçsin istiyorum.
Hayır, deyim yerindeyse değil, baya baya, gerçekten,
Bir teknoloji olsun, gözümü kapatayım, 6 gün sonra açayım istiyorum.


Koşup bir yerlere varsam istiyorum.


Benim hep bir beklentim var yahu, ben de zor bir kulum, biliyorum Tanrım.
Senin de işin zor tabi, benden kaç milyon tane var, düşünsene,
Senin  yerinde olsam kapatır giderdim..


Yine de küçük isteklerimi beklemediğim zamanlarda yerine getirip beni inceden sevindirebilecek kadar düşünceli olduğun için çok teşekkür ederim.
Keşke bu özelliğini bir kaç kuluna dağıtsan,
Hem üzerinden bir yük kalkar, hem biz yine mutlu oluruz,
Düşün bunu bak bir..




Evet, son olarak Tanrı'ya da öneri yaptıktan sonra, 
Kafama gözüme bir şimşek yemeden, yazımı bir an evvel bitirmek istiyorum,
Mazallah.




Karşı apartmanda, ki kendisi ufak çaplı bir gökdelen olur, 
Yalıtım yapılıyor.
Yok konumuz bu değil, şuan tam önümde olduğu için bahsedeyim dedim.
İşçiler sağolsun bilmem kaçıncı katta iskelelerde gezdiklerinden,
Kendimi sabah akşam, bir reality showun içine düşmüş gibi hissediyorum.


Bir Kim Kardashian, bir ben,
Hatta sadece ben.
Kim de kim?


Ay seviyesizlik diz boyu.


Şuanda da, 
Türkçemizin tuhaf saçma noktalardan vuran tatlı şarkılarından seçmeler dinliyorum,
Sınavlara da sıkkınım, 
Forward tuşunu bulun, rahatlayacağım.


Click filmini örnek göstermeyin,
Onu da izledim çok da sevmedim bu arada, ben daha neşelisini yazardım.
Ayıptır kıskanması.


Bak ne diyor birinde mesela,
"Terliklerimle gelsem sana."
Tuhaf saçma noktalardan vurmak diye bunu kastettim işte,
Normalde çok da romantik durmuyor değil mi?
Ama bende ilginç çağrışımlar uyandırıyor mesela, ardından da
"Kalksam duraktan dolmuş gibi." diyor,
Yine bir tuhaf oluyorsunuz.
İlginç.


Klibi de dünya üzerindeki en sıkıcı ve ürkünç klip bu arada, merak edip bulana keyifli izlemeler.


Bir diğeri,
Peşpeşe 5 cümle sayıyor, birini es geçmiyor hayatınız,
"Hiçbir şey olmamış gibi boşlukta kaybolup gider mi?"
Diye soruyor, 
Cevap veremiyorsunuz.
"Kalır dilimizde yinelenen bir şarkıda, bir okul çıkışında.."


Ben kuşlardan da küçüktüm, bir gece vaktiydi.




Yağmur yağsa, o da yağdı bugün,
Uykum kaçsa, her akşam kaçıyor,
Bir kuş konsa badi parmağıma, parmağıma değil cama kondu bugün, ölücek gibiydi korkuttu, sıpa.,
Ağlardım bir başıma, camın önünde ölse hakikaten ağlardım, neyse ki ben bakmazken gitmiş.


Salı günü sınavın var, ondandır dedi annem aldırma.
Aldırma otur çalış.




Zor.




Ben eskiden sakindim,
Günler yaklaştıkça, daha sakin bir insan olurdum.
ÖSSyi ele alalım,
Çalışmadım bile diyebilirim.
Son haftalarda, umrumda bile değildi, nedense.


Şimdi öyle değil,
Ne değişti bilemiyorum,
Her geçen gün kendimi, daha sinirli, daha batmış ve çaresiz biri olarak buluyorum.
Bilmiyorum size de öyle oluyor mu?


Çocuktuk, her şey çok daha güzeldi.


Sevdadandır dedi annem aldırma,
Aldırma gönül aldırma.




Bu yazıyı tamamen akşamüstü hoşgörünüze güvenerek yazıyorum.
Gerçi bence, çoğunlukla sizi de tam dertleşmek istediğiniz zamanlarda yakaladığıma inanıyorum.


Nedense.


Ama benim derdim bitmez, 45 küsur yazıda, 800 küsur kere bakarak algıladığınız gibi,
Size olan sevgim de bitmez,
AMa bu yazıyı burada bitirelim ki,
Belki gece tekrar yazarım, ne dersiniz..


Öpüldünüz, konusuzlar..
Seviyorum hepinizi.


Biz çoktan unuttuk, dünya dediklerini,
Hadi bakalım.
ÇS*12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder