27 Temmuz 2012 Cuma

Güneşle Oynaşma, Rüzgarla Öpüşme, Nereye Gidiyor Bu Yazı?

Olimpiyatların açılışında Arctic Monkeys'im şarkı söyleyecekmiş,
Daha ne isterim evrenden, elimde büyüdü keratalar.
Bkz. Anaç İçgüdü.


Bir de Temel İçgüdü var ama ona girmeyeceğim.
O Sharon, ben Çiçek.




Bu arada blogger çılgınlar gibi boşluk bırakarak gösteriyor yazılarımı, bu konuda bir suçum yok, yazıları uzun görüp, "şu entera kendi malınmış gibi bol basma" demeyin yani.


Bu akşam sarılmaktan bahsedeyim mi size?

Yaz akşamı, çiçekler açıyor, yapma ne olur dersiniz diye düşünüyorum ama,
Ne yapayım, bir sevgim geldi, bir sevesim geldi,
Size uçan kelebeklerden bahsedeyim istiyorum.

Bir şey söyleyeceğim,
Sevginiz varsa, sevginizi gösterin arkadaşım.
Yani, kendine saklayınca,
Ne senin eline bir şey geçiyor, 
Ne karşındakinin eline bir şey geçiyor,
Ne  de dünya bu durumdan etkilenebiliyor..

Oysa azcık paylaşımcı olmayı bir öğrenebilseniz, 
Sevginiz konusunda, 
İddia ediyorum, güneş bile bir tek sizin için doğuyor gibi olacak.

Güneşle oynaşın.

Lafımı toparlamak için daha yarım saatim varmış, rahatladım.
Açılışı izleyeceğim de. Siz de izleyin, afili oluyor.

Güneşle oynaşmaya dönelim, tam heyecanı verdim lafı kıvırdım her zamanki gibi bir köşesinden..

Güneş, 
Tüm hayatı senle benle, çiçekle böcekle, Dünya'yla Mars'la, evrenle yıldızlarla oynaşmakla geçiyor farkında mısınız?
Oh, bu ne dünya kardeşim.
Etrafında dönen dönene,
Bu hesapla izninizle bu akşam Güneş'i en cilvelisinden bir hatun ilan ediyorum.

Güneş'in cinsiyeti olur mu,
Yaptım oldu.

Ama kendisini her geçen gün daha çok yaktığı için kınıyorum.
Tamam güzelsin, ama her bir hücrem, tek tek, varlığını hissetmek zorunda değil.
Ben rüzgarı da seviyorum..

O da çok yakışıklı "yağız" bir delikanlı.

Bir düşünün,
Bir geçiyor, ya aklınızı başınızdan alıyor, ya içinizi ferahlatıyor,
En güzel kokuları getiriyor burnunuza,
Aşık olmanızın tek sebebi hatta,
Her geçişi aklınızı karıştırıyor,
Ama sonuçta geçip gidiyor..
Kesin bir erkek, rüzgar..

Rüzgar, öpüp kaçar bir de.



Yine ne kaçtı benim içime akşam akşam, kuşlara kelebeklere sardım.
Sanırım, yarın 5 günlük sınav maratonum bitiyor diye bu neşe,
İyi kötü, geçti çok şükür.


Hani nerede voltranlarınız, dua ettiniz mi anlayacağım bir haftaya,
Bakalım o zaman da çiçeklerden kelebeklerden bahsedecek miyim üçkağıtçılar.

Bahsederim ben yine,
İçim ferah benim,
Bazen.

Sarılmak diyordum, 
Şimdi size güzel güzel anlatırım  tüm duygu akışını,
Sonra kapıya televizyona sarılırsınız akşam akşam, size de yazık,
Yok yapmayacağım bunu..

Kendi yanağınızdan makas alabilirsiniz ama..

Ben artık denize girmek istiyorum ya,
Siz de istiyor musunuz?
Hadi kalkın hep beraber Enez'e gidelim, iki hafta önce çok sıcaktı denizi.
Özledim.
Soğuğunu da özledim ya..

Halinizi hatrınızı da soramadım bu akşam,
Ama çok sıcak kafamı toplayamıyorum,
Bir kaçtır günün anlam ve önemini de belirtmiyorum,
Tek bir konudan da bahsetmiyorum farkındayım, 
Yarın iki gün kafa iznine giriyorum, izninizle..

Dönüşüm muhteşem olacak.


Dönüşte, öyle şeylerden bahsedeceğim ki
Ya yanaklarınız kızaracak,
Ya gözleriniz yaşaracak,
Ya tek bir duygu bile hissetmeyeceksiniz ki, bu gerçek kızgınlıktır,
Ya da sadece, ya bu kız nereden girdi hayatıma, gece gece boş boş güldürdü diyeceksiniz.

İddialı çıkışların bir sonu olmalı değil mi?

O zaman bu akşam da sevgiyle kalın.
Sevin diyorum işte, içinizde kalmasın diye,
İyi geceler tatlılar..

Öpüldünüz, çift yanaktan.
ÇS*12



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder