19 Haziran 2012 Salı

Elma Düştü Bak

2 köprüyü birden kapamak neyin kafası peki, bunu kim açıklayacak?
"Bak üçüncü köprümüz olsaydı oradan geçerdiniz." demek için mi?


Vallahi bu kararları verenleri anlayabilmek için beynimize bir "converter" takmamız gerek diye düşünüyorum. 

Dönüştürücü falan desem hiçbirinize bir şey ifade etmeyecekti, İngilizce kelime kullanmamı yadırgamayın Allahsızlar.

Haliç köprüsünde de bir şerit kapalıydı bak,
üstelik kamyonun üzerinde "kış çalışmaları" yazıyordu.
Ne diyeyeyim.





Zaman çok hızlı geçiyor.

Sadece bir kere daha hatırlayın diye söyledim bu konuda bir şey anlatmayacağım.
Zaman hakkında bir konuşmaya başlarsam susmam sonra.



Şuan, bu yazıyı okurken kafanızın içinden en az bin bir farklı mesele geçiyordur.
Belki en az bir tanesi benimle ilgilidir bu düşüncelerin.
Şuan, bu saatteki kaygım bu.
Keşke bugün sizin düşündüklerinize yer verebilsem.
Üzgünüm.





Yalnız ışınlanmanın keşfine çok şiddetli bir şekilde ihtiyacım var ya,
bir düşünsenize az önce dersten çıkmışım, 5 dakika sonra İspanya'dayım.
Vize işinde sıkıntı olur tabi. Keşfedilse de Avrupa'dakilerin kendi aralarında ışınlanması beleş olur bizi almazlar vallahi moleküler halimizle sıkışır kalırız arada bir yerde.

Endişeme bak.

Bu yaz artık "Güneş ve Kumsal"ı bitirmeliyim bence.
Birincisi hem artık bitirip kendim de bir baştan sona okumak istiyorum.
Hem birileriniz okuyun yorum yapın istiyorum.
İkincisi hayatın bir kaç dönemini kapsayan bir kitap ve lise hayatını da kapsıyor, e ben de lise hayatından giderek uzaklaştığıma göre duygularım tamamen kaçmadan o kısım bitsin istiyorum.
Üçüncüsü sonunda ne olacak diye de merak ediyorum tabi.
Ve son olarak da aklımdaki yeni şeylere başlayabilmek için en az bir başlanmış tamamlansın istiyorum.
Çok mu zor?


Yarın okula ne giysem diye de düşünüyorum.
İlla havalı şeyler mi düşünüyorsunuz sanki hep?
Bunu da düşünüyorum şuan, neredeyse donsuz gitsek yeri bir sıcaklık var.
Ama henüz metrobüs bunu kaldırmaya hazır değil. 





Ortalama hesabı yapmadan bir döneme başlayamıyorum.
Ve hesaplarım hiç iç açıcı çıkmadı o yüzden durumumdan söz etmeyeceğim.



Işınlanma kısmına dönersek,
hop birden kim bilir kimin kucağında belirdiğimi düşünün.
Hakikaten güzel olurdu.
Tabi tam tersi durumlarda belki sıkıntı yaşanabilir ama olsun.

O kadar sıcak ki,
Camı açıp kendimi aşağı bırakmak istiyorum.
Belki o 10 saniyede hızla düşerken serinlerim.

Tabi balkonda uyumak da daha az tehlikeli bir çözüm olabilir.


Son 4 saattir basıp gidesim var.
Nereye olduğunu bilmiyorum.
Karar versem bu konuyu anlatırdım bugün ama, var işte.
Hatta bir ara facebookla bu "gidesim olması durumu"nu paylaşmak da istedim, sonra vazcaydım.

Gidersem habersiz giderim ki havam olsun.

Gitsem kim üzülür acaba?
Bak bu da başka bir düşünce.

"Into the Wild" tadında, izlediniz mi ya da okudunuz mu bilmiyorum ama hangisi sizin tarzınızsa onu yapın bir haberiniz olsun.
Ben filmini izledim, tabii kimse şaşırmadı kitabını okumadığım için.
Benim de içimden bir yer kalkıp o yolculuğu yaptı ve aynı sebepten aynı saçmalıkta öldü.
Oops, spoiler.



İçimdeki bir yeri, zor tutuyorum. İnanın her gün ikna ediyorum beklemesi, gitmemesi için.
İçimde bir başka yer ise, ben dışarı çıktığımda bile evde kalıyor.
İntihara meyilli bir yer de var içimde ama kendimi fazlasıyla ve sıkıcı derecede seven diğer bir yanım aktive olmasını önlüyor.

Sizi sevdiğim zamanlar da oluyor, sık sık.

Bugün kendim için güzel bir olaya başladım.
Fakat şimdi anlatmayacağım, biraz zamanı var. 



Dün gece çok kötü rüyalar gördüm.
Umarım başınıza bir şey gelmemiştir.

Nedense bazen bir şeyler malum oluyor.


Dün yazımı Malezya'dan biri de okumuş.
Ne anladı acaba?
Kendisini seviyorum, keşke bu gece yanına ışınlanabilseydim.



Çok sıcak. Çok sıcak. İnsan düşünemiyor bile.





Bir noktadan sonra geriye dönüp sen bugün ne anlattın demenizi bekliyorum.
Aslında ne anlatacağımı en başta söyledim.
Yalnızca bu kez açıklamak yerine, canlı örnekler verdim.
Hani, kafanızın içinden en az bin bir tane mesele geçiyordur demiştim ya, işte bunlar benimkilerin yalnızca birkaçıydı.

Saçma, doğru, yanlış, gereksiz. 
Yalnızca aklınızdan akan şeyler, keşke bir kaçını bilebilseydim, bence eğlenceli olurdu.


İstediğiniz kadar çirkin, istediğiniz kadar uzun, istediğiniz kadar mantıksız, istediğiniz kadar haklı, istediğiniz kadar masum, istediğiniz kadar yaramaz, istediğiniz kadar çok konuşabileceğiniz tek yer aklınız.
Ona iyi bakın falan dersem Becel Margarin reklamına döner. Siz mesajı aldınız ama bence.



"Brainstorm" temalı fotoğraf yerinde olmadı mı ama. 
"Heeeeeeeee" diyerek jetonları yeni düşenlerinizi duyar gibiyim.

Bu yazıyla ilgili şimdiden en sevdiğim şey, başlığıyla hiçbir alakası olmaması.

Bu gece yatmadan beni düşünün.
Çirkinleşmeyin.
Öptüm.


bkz. okuyucularıyla flörtleşen kız.
Yok ya benim niyetim hep saf hep masum sizin içiniz fesat,
Hadi, iyi geceler..
ÇS*12



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder